Özzet

Bir geek zihninin özeti

Kaç İstanbul – Kaçış Oyunu İncelemesi

| 0 yorum

Konumumuz gereği genellikle Şişli ve Beyoğlu’ndaki kaçış oyunlarını tercih ediyoruz ama Beşiktaş’taki Kaç İstanbul (KAÇİSTANBUL olarak da geçiyor.), bir fırsat sitesinde tesadüfen gördüğümüz “Türkiye’nin en teknolojik kaçış oyunu” sloganıyla bizi kendine çekmeyi başardı. Malum, teknoloji yazarlarından oluşan bir ekibiz. Oyunu haziran ayında oynadığımızda açılalı henüz iki hafta olmamıştı.

Temiz bir asker evi

Bazı son dakika değişiklikleri nedeniyle Kaç İstanbul’u sadece ikimizin deneyimli olduğu beş kişilik bir ekiple oynadık. Bu oyun için 4-5 kişi ideal görünüyor. Beşiktaş’ta bir apartman dairesinin tamamını kaplayan oyun alanı 3 oda ve 2 koridordan oluşuyor. Kapıda hoparlör yoluyla kısaca bilgilendirildikten sonra içeri girmez oyuna başlıyorsunuz. Burada oyun boyunca kullanabileceğiniz bir tuvalet de var.

Kaç İstanbul’a gitmeden oyunun öyküsünü okumanızı öneriyoruz çünkü senaryo, bu öyküyle uyumlu bir şekilde ilerliyor. Kaç İstanbul’da asker Hasan Bey’in evindeyiz. Hasan Bey’in evlat edindiği çocuklardan bir süredir haber alınamıyor. Bizim amacımızsa bu çocuklara ne olduğunu öğrenmek. Tertemiz bir çocuk odasında başladığımız oyunda ilerledikçe öykü daha karanlık bir hal almaya başlıyor, odaların dekorasyonu da buna göre değişiyor. Bazı gerçek fotoğrafları oyunun sitesinde görebilirsiniz.

Kaç İstanbul’da özellikle dikkatimizi çeken bir nokta, oyun ortamının temizliği oldu. Eşyaların birçoğu Ikea’dan yeni alınmıştı. Yere dokunmanızı gerektiren bölümün her oyundan sonra özellikle temizlendiğini öğrendik. Biz oyunu oynadığımız sırasında klima yoktu ve haziran sıcağında biraz terledik ama klimaların sipariş edildiğini, birkaç gün sonra takılacağını öğrenmiştik. O sorun artık çözülmüştür diye tahmin ediyoruz.

Kaç İstanbul, öyküsü gereği bir gerilim oyunu sayılabilir ama herhangi bir korku öğesi içermiyor. Bizim gibi korku oyunların pek sevmeyen, bulmacalara yoğunlaşmak isteyenler ekipler Kaç İstanbul’u rahatlıkla tercih edebilir. Yalnız son odadaki ışıklandırmadan rahatsız olduğumuzu belirtmek gerekiyor. Gerilimden çok baş ağrısı yaratması olası. Mesleki deformasyon gereği bizde baş ağrısı yaratan bir şey daha vardı: İşi yazım hatalarını ve anlatım bozukluklarını düzeltmek olan birine ipucu olarak uzunca ve iyi yazılmamış bir metin verdiğinizde bütün dikkatinin dağıldığını, gerçek ipucunu algılayamadığını bu oyunda gördük. 🙂

Ekip: Ebru, Ahmet, Cenk, Selim, Doruk

Ekip: Ebru, Ahmet, Cenk, Selim, Doruk

Bulmacalar

Kaç İstanbul, başarılı mekanizmalarıyla en çok beğenimizi kazanan oyunlardan biri oldu. Oyunda kullanılan klasik kilit sayısı oldukça az. Genellikle elektronik mekanizmalar tercih edilmiş ki bunları çözmek çoğu oyuncu için daha keyifli oluyor. Bulmacalar genellikle akıcı bir şekilde ilerliyor ve çok zorlu değiller. Sadece bir yönlendirmeyi anlamakta zorlandık çünkü duymamız gereken bir sesi kendi gürültümüz nedeniyle duyamamışız. Oyundaki bulmaca ve mekanizma sayısı epey fazla. Dolayısıyla bizim gibi zamanlamayı iyi yapamamak, oyunu bitirememeye sebep oluyor.

Oyuna başladığınız antre karanlık ve buradaki bulmacaları çözmek için bir ışık kaynağına ihtiyacınız olabilir. Biz oyunlarda telefon kullanmamaya alışık olduğumuz için bir fener bulmayı bekledik ama bir süre sonra telefon ışıklarımızı kullanabileceğimiz bilgisini aldık. Bunun oyuna başlarken söylenmesi daha doğru olabilir diye düşünüyoruz. Bulmacalarla ilgili olmayan dekoratif nesne sayısı bizce dozunda tutulmuş.

Gelelim Kaç İstanbul’un alameti farikası hologram teknolojisine. Maliyeti görece yüksek bir teknoloji olmasına rağmen beklentinizi yükseltmeyin deriz. Kimi müzelerde gördüğümüz türden bir 3B holografik görüntü sistemi, öykünün parçası olan kısa bir videoyu oynatmak için kullanılıyor.

Bizim iki ipucu hakkımız vardı ve bu da zamanlamamızı etkiledi tabii. Sadece deneyimli ekiplere iki ipucu verildiğini sonradan öğrendik. O günkü ekibimizin deneyimsiz olması bizim daha fazla dezavantajımıza oldu diyebiliriz.

Sonuç

Bol mekanizmalı oyunlardan hoşlanıyorsanız Kaçistastanbul’u seveceğinizden şüphemiz yok. Geniş oyun alanı, temizliği, bulmaca sayısının fazlalığı da cabası. Belki bulmacalar üzerinde çok fazla kafa patlatmayacağınız ama yine de zamanla yarışacağınız, eğlenceli bir oyun bu.

Puanlama

  • Zorluk: 7/10
  • Mekân ve dekorasyon: 8/10
  • Kurgu: 7/10
  • Bulmaca kalitesi ve özgünlük: 7/10
  • İdeal kişi sayısı: 4-5
  • Bizim kaçış süremiz: Kaçamadık
  • Oynama tarihi: 16 Haziran 2015

Yazan: Selim Şumlu

Teknoloji yazarı ve geek. Çevirmen, Mozilla temsilcisi, Curlie meta editörü, Mensa yöneticisi, Goodreads kütüphanecisi, webmaster, Kemalist. Herkes için ve hiç kimse için bir kişi.

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *.